BOSTANDERESİ MAHALLESİ
  ANA SAYFA
 

Emirtolu Köyü'ne Genç ve Tecrübeli Muhtar Adayı...

Emirtolu Köyü yerel seçimler yaklaşmasına rağmen muhtar adaylığı konusunda sessizliğini koruyordu.

Ancak sessizliğini bozdu.

Emritolu Köyü sakinlerinden Metin HARMAN, sitemiz köşe yazarı Durmuş ÇELİKTEN'e 2014 yerel seçimlerinde Emirtolu Köyü muhtar adayı olduğunu ifade etti.

Fotoğraf

Metin HARMAN kimdir?

01.12.1974 Durağan doğumludur.2009 yerel seçimlerinde Emirtolu Köyü ihtiyar heyeti 1. azası idi.Çalışmalarıyla Emirtoluluların takdirini kazandı.

Harman şunları söyledi:

"Amacımız Emirtolu'ya hizmet etmektir.Birilerinin değil, bütün Emirtoluluların muhtarı olacağım.Köyümüzün sorunlarını biliyorum.

Özellikle mahallelerimizin yol sorunu vardır.Göreve layık gördüğünüzde ilk işim mahallelerimizin yol sorununu çözmek olacaktır.

Köyümüz ilçemizin en büyük köyü olma özelliğini göç vermesi nedeniyle gün geçtikçe kaybetmektedir.Göçün nedenlerinden birinin yol problemi olduğunu biliyorum.

2009'da aza olduğum süre zarfında devlet adabını tecrübe edindim.

Göreve geldiğimde sorunların çözümünde bu tecrübelerimi sonuna kadar kullanacağım.

Emirtolu'ya hizmet etmek için çıkmış olduğum bu yolda gurbetteki hemşehrilerimden destek bekliyorum.Emirtolu'ya hizmet için oylarınıza talibim."

"OYLAR SİZDEN HİZMET BİZDEN"

"KÖYÜMÜZÜ BİRLİKTE YÖNETELİM."

Ateş, Yüreklere Bayramın İlk Günü Düştü!

Emirtolu Köyü Bostanderesi Mahallesi sakinlerinden Yunus ÇELİKKOL;bir yıl önce Kurban Bayramı'na bir gün kala traktörle trafik kazası yapmış ve felç olmuştu.

 

 

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakultesi Hastenesi'nde uzun süre tedavi gören ÇELİKKOL 15 Ekim 2013 Salı(Kurban Bayramının ilk günü) günü hayatını kaybetti.

Kurban Bayramının ilk günü hayatını kaybeden ÇELİKKOL aile, akraba ve sevenlerini yasa boğdu.

Yunus ÇELİKKOL; sitemiz köşe yazarı Durmuş ÇELİKTEN'in akrabası idi.Bu acı ölüm üzerine sitemize açıklamada bulunan Durmuş ÇELİKTEN şöyle dedi:

"Acı haber bayramın ilk günü akşam saatlerinde ulaştı bizlere.Bayramda derinden yara aldık.Özellikle yaşının genç olması geride bir eş, dört çocuk ve bir yaşlı annesini bırakmış olması bizleri daha çok yaraladı.Çiftçilikle geçimini sağlamakta olan aile adeta bu ölümle derinden sarsıldı.2 oğlu ve 1 kızı okuyor.Maddi anlamda sıkıntılar yaşıyorlar.Tüm hemşehrilerime buradan sesleniyorum:"Allah rızası için bu çocuklarımıza sahip çıkalım.Onların eğitimlerini tamamlamalarına yardımcı olalım." Söyleyecek başka söz bulamıyorum.Allah rahmet eylesin.Hepimizin başı sağolsun"dedi.

Bizde www.bostanderesimahallesi57.tr.gg  ailesi olarak merhuma rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz.


BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ VE TÜRKİYE

2003 yılında Irak Savaşı ile başlayan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Ortadoğu'da uygulanmaya devam ediyor.

Bu proje Arap Baharı adı altında Tunus, Mısır, Libya, Suriye vb. Ortadoğu ülkelerinde uygunlamaya devam etti.

Şimdi ise Mısır'da Mübarek'in gitmesiyle Mısır'a demokrasi geleceğini söyleyenler bugün seçimle işbaşına gelmiş olan Mursi ve Müslüman Kardeşleri gözden çıkarmış durumdalar.
BOP hız kesmeden uygulanmaya devam ediyor.
Bazı bilim adamları Türkiye'nin BOP kapsamına uzun yıllar alınmadığını ifade etmektedirler.Buna gerekçe olarak da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme çabalarını göstermektedirler.Ayrıca Türkiye'nin son dönemlerde Avrupa Birliği'ne karşı mesafeli tutumu ve daha çok yüzünü Doğuya çevirmesi gibi needenlerle son zamanlarda BOP kapsamına Türkiye'nin de dahil edildiğini iddia etmektedirler.
Bazı bilim adamları ise bu iddiaya katılmayıp  BOP'un planlandığı ilk günden bu yana Türkiye'nin bu projenin kapsamı içersinde olduğunu öne sürmektedirler.
Bu iki iddia da olaylara farklı açıdan bakıyor olsalar bile sonuç olarak Türkiye'nin BOP kapsamında olduğu konusunda hemfirdirler.
Peki bu projenin görünürdeki amacı ve arka planda kalan gizli hedefleri nelerdir?

Görünürdeki amaç Ortadoğu ülkelerine Demokrasi getirmek olarak ifade edilmektedir.Bu oyunu aslında Irak Savaşı'da açıkca gördük.Ancak aradan geçen zaman gösterdi ki amaç Irak'a demokrasi götürmek değilmiş.Savaşın yapıldığı günden bu güne Irak'a ne demokrasi geldi ne de  Irak'ta huzur sağlandı.

Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) gizli amacı ise; Ortadoğu ülkelerine demokrasi getireceğiz yalanıyla bu bölgede yer alan petrol ürünlerini kendi çıkarları doğrultusunda daha ucuza kullanmak.
Aslında bu da günümüzde Batı Dünyasının Ortadoğu'da hayata geçirmiş olduğu hedeflerinden birisi. Örnek olarak Irak'ı verebiliriz.
Peki proje kapsamında yer alan Türkiye petrol zengini bir ülke olmamasına rağmen(şu an öyle sanılan) neden projeye dahil edildi?
Ben bu konuda sebep olarak üç noktaya değinmek istiyorum:

1.Türkiye'nin dünyada Bor madeni yatakları bakımından birinci sırada yer alması(dünya üretimin %72'si)

2.Dünyada gelecekte savaşların başlamasının temel nedeni olarak görülen Su kaynaklarının varlığı

3.Bu projenin hayata geçirilebilmesi için Türkiye'nin jeopolitik ve jeostratejik konumundan faydalanılmak istenmesi

Bor madeni "21.yüzyılın Petrolü ve Sanayinin Tuzu" olarak nitelendirilip günümüzün en önemli doğal kaynağı olan petrol; gaz yağı, akaryakıt, makine yağı, fuel oil, jet yakıtı gibi alanlarda kullanılırken Bor, bütün bu alanlarda kullanılabildiği gibi, bilgisayar sistemlerinde ve askeriye sistemlerinde dahi kullanılabilmektedir. Bunun yanında sürtünmeye ve ısınmaya dayanaklı olduğu için uçaklarda ve uzay araçlarında da kullanılmaktadır.
Günümüzde uçak sanayi, uzay araçlarının yapımı ve bilgisayarın önemli bir yeri olduğu düşünüldüğünde bor madeninin gelecekte ne kadar önemli bir maden olduğu anlaşılmaktadır.
İkinci sebep olarak gördüğüm su ise küresel ısınmadan bahsedilen ve kuraklıkların yüzünü katı şekilde gösterdiği günümüzde  gelecekte suyun ne kadar büyük bir ihtiyaç olacağı aşikardır.
Üçüncü neden olan Türkiye'nin konumu ise projenin hayata geçirilebilmesi için olmazsa olmazdır.Yine bunu da ABD'nin Irak işgalinde İncirlik üssünü kullanması Türkiye'nin konumunun önemini alenen ortaya koymaktadır.
Peki Türkiye böyle bir durumda ne yapmalıdır ve Türkiye bu durumdan nasıl etkilenecek?
Türkiye'nin bu durumda yapması gerekenler; demokrasisini geliştirmek, özgürlükleri geliştirmek,eğitim kalitesini artırmak, belki de en önemlisi ekonomik gücünü artırmak ve askeri gücüne çok büyük önem vermektir.
Eğer Türkiye bahsi geçen konularda ve ülke için önem arz eden diğer alanlarda reformlarını gerçekleştirirse projenin görünür nedeni olan demokrasi getirme yalanını saf dışı bırakmış olacaktır.Ayrıca ekonomik ve askeri gücü sayesinde projede piyon değil projeye yön veren bir devlet olacaktır.Bu sayede ülkemiz üzerinde oynamak istedikleri oyunlar var ise- ki var- bu oyunları ülkemiz üzerinde kolaylıkla oynayamayacaklardır.Dolaysıyla Türkiye projede önemli bir ülke konumuna gelecek Ortadoğu ülkeleriyle ekonomik, askeri, teknolojik vs. ilişkilerini geliştirecek ve dünya siyasetinde önemli bir aktör haline gelecektir.
Bu reformların gerçekleşebilmesi için ise dış ve iç siyasette ilkeli davranan yöneticilere ihtiyacımız vardır."Bizim Ortadoğu ile ne işimiz var" diyen siyasi anlayış günümüzde kısa vadede ortadoğu siyasetinden uzak durmanın yarar olduğunu düşünseler de gelecekte aslında Türkiye'yi felakete sürükleyeceklerdir.
Türkiye ve Türk milleti bu noktada olaylara bu pencereden bakmalı ve günümüzde kısmen de olsa ortadoğu siyeseti içinde yer almamız nedeniyle ortaya çıkan küçük ekonomik zararları ayyuka çıkarmayıp 100-200 yıllık geleceğe yönelik planlar yapmalıdır.
Türkiye; ilkeli, ileriyi gören yöneticiler yetiştirmeli ve bu yetişmiş olan elemanlara ülke yönetiminde söz hakkı tanımalıdır.
Aksi takdirde Türkiye ortadoğu bataklığında kaybolup gidecektir.

Millet olarak yapmamız gereken bu yaşananları iyi okuyup ülkemizin iç ve dış siyasetinde tek vücut olmayı başararak ortadoğu bataklığında kaybolan bir devlet değil ortadoğu bataklıgını kurutarak bu bölgede lider bir ülke olmaktır.



Durmuş ÇELİKTEN

Coğrafya Öğretmeni

Iğdır

Hemşehrimiz İshak Paşa Sarayı'nda

Sitemiz köşe yazarı, hemşehrimiz Durmuş ÇELİKTEN; Ağrı ili Doğubeyazıt ilçesinde yer alan İshak Paşa Sarayı ve Ahmedi Hani Hazretlerinin türbesine öğretmen arkadaşları Ayhan Taştan ve Ahmet Doğru ile birlikte günübirlik bir gezi düzenledi.

Ağrı İshakpaşa Sarayı

İshak Paşa Sarayı, saraydan öte bir külliyedir. İstanbul Topkapı Sarayı'ndan sonra son devirde yapılmış sarayların en ünlüsüdür.

Doğubeyazıt İlçesi'nin 5 km. doğusunda, bir dağın yamacındaki tepe üzerine kurulan Saray, Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devrindeki son büyük anıt yapısıdır. 18. yy. Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyüktür. Sarayın Harem Dairesi Takkapı kitabesine göre yapılış tarihi Hicri 1199, Miladî 1784'tür.

Saray binasının bulunduğu zemin vadi yakası olduğundan, kayalık ve sert bir yerdir. Eski Beyazıt şehrinin merkezinde olmasına rağmen, bu yapının üç tarafı (kuzey, batı, güney) dik ve meyillidir. Sadece doğu tarafında müsait bir düzlük vardır. Sarayın giriş kapısı buradadır. Aynı zamanda en dar cephesidir.

Saray, kalelerin özelliğini kaybettiği; ateşli silahların bulunduğu bir çağda yapıldığından, doğu yönündeki tepelere karşı müdafaası zayıftır. Cümle kapısı müdafaa bakımından en zayıf noktasıdır. Cümle kapısı bölümü, İstanbul ve Anadolu'da kurulan saraylarınkinden farksız olup, taş işçiliği ve oymacılığı yönünden muntazamdır.

Türklere özgü tarihi saray örnekleri bugün ülkemizde pek az sayıda kalmıştır. Bunlardan biri de İshak Paşa Sarayı ve Külliyesi'dir.Saray Osmanlı, Fars ve Selçuklu uygarlığının mimari üslubunu bünyesinde toplayan bir özellik taşır. Cildıroğullarından II. İshak Paşa ile Çolak Abdi Paşa'ca 1685'te yaptırılan saraya, 1784'te son şekil verilmiştir. Yapı yaklaşık olarak 115x50 m. ölçülerinde bir alana kurulmuştur. Kesme taştan yapılan sarayın doğu cephesindeki portali kabartma ve süslemeleriyle Selçuklu sanatının özelliklerini yansıtır.

(Durmuş ÇELİKTEN)

 

Hemşehrimiz ÇELİKTEN:"Günübirlik düzenlemiş olduğumuz gezimizde Osmanlı'nın eserlerini görmek beni açıkcası çok mutlu etti.Bu eserlerin büyüleyici mimari yapısı ecdadın büyüklüğünün aslında bir delili idi.Ecdat dağ taş demeden memleketin her bir köşesine eserler inşa etmiş.Hem de yıllarca yaşamak üzere...Bu manzara karşısında ecdada olan sevgim bir kat daha arttı.O'nun büyüklüğü, başarıları bir kez daha beni gururlandırdı.Doğu bölgemizde toprak talebinde bulunan Ermenilerin asılsız toprak taleplerine en büyük cevap sanırım Ecdadın yapmış olduğu bu eserler olsa gerek.Çünkü Türk Milletinin bu topraklar üzerinde yaşadığının, bu toprakların tek sahibinin Türkler olduğunun en büyük kanıtı bu asırlık eserler.Öğretmenler olarak memleketin güzelliklerini öğrencilerimize anlatmamız gerektiği, hatta imkanlar ölçüsünde bu mimari eserleri yerinde görmelerine imkan oluşturma gayreti içersinde olmamız gerektiği kanısındayım.Yeni nesil bu eserleri görmekle ecdadıyla gurur duyacak ve ecdadından aldığı bu ilhamla tarihe altın harflerle bir kez daha Türklerin adını kazıma idealine sahip olacaklardır." ifadelerini kullandı.

 

 

Ahmed-i Hani (KürtçeEhmedê Xanî) (d. 1650/1651, Han Köyü, (ÇukurcaHakkari - ö. 1707, DoğubayazıtAğrı17. yüzyıldayaşamış Osmanlı Kürt edipşairtarihçi ve mutasavvıf. Yaşadığı yörede zaman zaman şeyh[1][2] olarak kabul edilmiş, halk arasında Hani Baba adıyla da anılmıştır. Ayrıca, molla(Molla Ahmed) olarak da tanınmaktadır. Hânî Aşiretinden olmasından ve Han köyünde doğması ötürü Ahmed Hânî (Ahmed-i Hânî) olarak tanınmaktadır. Doğu Bayazıt medreselerinde müderrislik ve İshak Paşa Sarayında kâtiplik yapmıştır. Dört dil (ArapçaFarsça,Kürtçe ve Türkçe) bilen Hani, eserlerini, dönemin tercih edilen edebiyat dili olan Farsça yerine Kürtçe yazmıştır.

En bilinen eseri, 17. yüzyılda Kürtçe'nin Kurmanci lehçesiyle yazdığı "Mem û Zîn"dir. Xanî, Mem û Zîn adlı eserinde, Emir Zeynettin'in güzellikleriyle dillere destan olan Zin ve Sti adlı iki kız kardeşinin Mem ve Tajdin ismindeki iki gençle olan aşklarını şiir şeklinde anlatır. Eser, aynı adla sinemaya da uyarlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!

www.bostanderesimahallesi57.tr.ggwww.bostanderesimahallesi57.tr.gg

 
 
KARADENİZ'İN YENİ DOĞAN GÜNEŞİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol